7 Aralık 2010 Salı

Şu avatar meselesi...

Hafta sonu, Facebook'ta, çocuk istismarına karşı avatarların bir gün boyunca çizgi film kahramanlarıyla değiştirilmesine ilişkin bir kampanya daveti gördüm. Elbette, bunu yaparak dünya üzerindeki çocuk istismarlarının tak diye kesilmeyeceğini ben de biliyordum fakat katılmakta bir beis görmedim. Hatta hoşuma bile gitti; herkesin avatarının rengarenk, çocukluk kahramanlarımızla donatılması. Tabii mesele burada bitmedi. Avatarını değiştirenlerle değiştirmeyenler arasında laf dalaşları, hakaretleşmeler başladı. Böyle yaparak çocuk istismarı mı önlenirmiş, hepimiz sürünün parçasıymışız, bla bla bla... Bunu ne kadar yanlış buluyorsam, avatarını değiştirenlerin, değiştirmeyenleri duyarsızlıkla itham etmesini de yanlış buluyorum. Sosyal alemdeki kampanyalara ulvi amaçlar yüklemekten daha saçma bir şey olamaz. Olsa olsa, bu sembolik eylemlerle ortak bir bilinç yaratılabilir, o da olmazsa mesele gündeme getirilebilir, çözüm yolları tartışılabilir. Ama biz içeriğe değil, biçime takılı bir millet olduğumuz için çocuk istismarından çok, bu uygulamayı konuştuk.
Hatta ertesi gün "Sakın profillerinizi çizgi film avatarı yapmayın, pedofiller bu yöntemle çocuklara daha kolay ulaşmaya çalışıyorlar" gibi bir deli saçması ortaya çıktı. Bundan daha abes bir şey olamaz. Bir kere bu sapık sujemiz, gözüne kestirdiği çocuğu kandırmak istiyorsa, böyle büyük çaplı bir kampanya başlatmasına gerek yok. Sadece kendi avatarını değiştirerek, adını da "Bieber Boy" yaparak en az 50 çocuğu kandırabilir. Bu bir. Bunun yanında geçtiğimiz baharda patlak veren Siirt rezaletiyle ilgili bir sürü 'gerçek' kampanya yapıldı. T.C. kimlik no'larımız, isimlerimiz buralara yazıldı, dijital imzalar atıldı. Sonuç nedir? Hala neden ses yok? Öyle görünüyor ki bu da; tıpkı avatar değiştirme kampanyası gibi dişe tırnağa dokunur bir sonuç getirmedi. Lafla peynir gemisi yürümezcilerden birinin sonuca ulaştığı gün ben yaptığımdan utanacağım ve profil resmimi değiştirdiğim için özür dileyeceğim. Tabii önce hakaret eden duyarlı vatandaşlarımız özür diledikten sonra.
www.tips-fb.com TwitterTwitter Takip

4 yorum:

  1. Benim anlamadığım ise "6 Aralık'a kadar" diye başlayan kampanyanın 6 Aralık günü yapılması... Benim bir gün(5 Aralık) durdu, eyvallah; sonra eski avatarıma dönünce ben kötü oldum.
    Böyle şeylerden kavgalar yaratmak, polemikler çıkarmak falan... Hoş değil. Biraz anlayış... Tek ihtiyacımız bu aslında ;)
    -D-

    YanıtlaSil
  2. aslında bu tür şeyleri yaparım genelde ben de yaparım, yani bir şeyi değiştiriceğinden değil, hatta hiç bir işe yaramayacağını bildiğim halde yaparım yani bir tepki adına, ya da ''bakın aslında ben de sizin gibi düşünüyorum'' demek için.

    hatta iki hafta önce ben de avatarımı değiştirmiştim, sevdiğim kahramanları koymuştum, ama amaç pedofili falan değildi, sırf insan yüzü olmasın gibi bişeydi.

    her neyse, neden bilmiyorum bu sefer yapmak gelmedi içimden, hatta ''inanlar neden böyle bir şey yapıyo ki'' demiş bile olabilirim, bilmiyorum dediğim gibi içimden gelmedi, ama sırf bu yüzden insanlar kavga etti, hadi twitterda birbirlerini tanımayan insanların birbirlerine sataşması küfretmesi, terbiyesizlik yapması neyse, bazıları bunu yapmak için yer arıyo zaten, ama ya gerçek hayatta facebookta ''gerçek'' arkadaşların birbirleriyle kavga etmesine ne demeli.

    yani otizmle ilgili statu yaptık, bir çoğu aids için avatar değiştirdi, ya da özel günlerde Atatürk'ün fotoğrafını koydu, bunları yine anlamsız bulan vardı, ama hiç kimse birbirine sataşmadı, peki bu sefer n'oldu anlamadım, yani hepsinin bi patlaması mıydı acaba ?

    YanıtlaSil
  3. Olayın hakarete vardırılmasının sebebini ben de çözemedim. Zira zaten birbirimize söveceksek medeni insan taklidi yapmamıza gerek yok. Dağa taşa vuralım kendimizi. Neyse ki bu gibi insanlardan arınmaya vesile oluyor tartışmalar.

    YanıtlaSil