31 Ekim 2012 Çarşamba

Amatörlüğün dayanılmaz çekiciliği

Daha çok tv yayınları için söylenen bir klişe vardır: "Herkesin kendinden bir parça bulduğu, 'hah bu ben' dediği şeylerin olduğu işler tutar" denir. Ya da sanatçılar için burnu kalkmamış, halktan kopmamışının makbul olduğu düşünülür. Haklılık payı da vardır elbet. Yüksekten uçanı, o irtifaya çıkaran halk indirmesini de bilir.
Ama bundan yola çıkarak değineceğim başka bir şey var. Sosyal medyada, 9gag ve benzeri sitelerde yayınlanan tasarımlara hiç dikkat ettiniz mi, bilmem. Geneli lise, ortaokul çağında, genius diye tabir edilen, ironiyi, karamizahı vesaireyi -bizde asla bulamayacağınız bir incelikle- fotomontaj maharetleriyle birleştirip yayımlayan gençlerin işleri. Birçoğu binlerce paylaşım ya da beğeni alıyor. Grafikle ilgilenen biri olarak sadece mizahının kalitesine değil, tasarımına da bakıyorum ben bu 'gag'lerin. Çok iyi bir espri yakalamış ve bunu güzel bir tasarımla sunmuş, buna karşın pek beğenilmemesine şaşırdığım, yine aynı şekilde paintte hazırlandığı apaçık belli olan fakat binlerce beğeni, yorum almış tasarımlar arasındaki farkı yaratan tek bir faktör tespit ettim: Amatörlük. Tipografi hataları olan, kaba bir şekilde dekupe edilmiş figürlerden oluşan hatta çözünürlüğü düşük gag'ler her zaman daha çok tutuluyor. Deviantart, Spillitnow gibi herkesin eserlerini özgürce paylaştığı platformlarda da en çok beğenilen hayran işleri, en acemi ve en abartılı efektler kullanılmış olanlar oluyor genelde.
Aynı durumu müzik sektöründe de gözlemleyebiliriz. İnternet fenomeniyken şarkıları milyonlarca tık alanların, albümleri çıktığında duvara toslamaları mesela... Şimdi isimlerini anımsayamadığım, türküleri flamenko tarzında söyleyen boyalı direk kardeşler ve Hayalet Sevgili İrem ilk aklıma gelenler. Onları fenomen yapan üstün yetenekleri vs. değildi; izleyen-dinleyenlerde "Yav ben de yapabilirim" duygusu uyandırmalarıydı. Albüm, o duyguyu yitirdi.
Twitter fenomenleri de aynı dertten muzdarip. Herkes gibi bir tweetçi iken birden bire yayınevlerinin gözdesi olup, bir de üstüne gerçek isimleri ve görünümleriyle ifşa olan fenomenler, eski popülerliklerini kaybettiler. Çünkü onların beğenilmesi ve onbinlerce insan tarafından takip edilmesinin tek bir sebebi vardı; takipçileri kadar sıradan oldukları halde harika yazmaları.
Halkı anlayabiliyorum derinlemesine düşününce. Tasarımlarında kusursuzluğu arayan biri olarak, halkla ilişkilerciler, reklamcılar ya da marka uzmanları tarafından kesinlikle bu eğilimin araştırılması gerektiğini düşünüyorum. (Aslında yurtdışında çok tutulan viral reklam kavramı, bu eğilimin bir uzantısı, çok da zekice.) Halk neden bunu tercih ediyor? Çünkü profesyonel ve kusursuz tasarımlar zaten her yerde; billboardlarda, duraklarda, evimizin karşısındaki panoda, metrolarda, basılı yayınlarda... Albümü güzel olan bir sürü sanatçı zaten var ve dilerlerse satın alıp dinleyebilirler. Ama aradıkları, kendilerinden olan, işi kâra dökmemiş, yani samimiyetini yitirmemiş, cep telefonu kamerasıyla çektiği videoyu bile yayınlayabilecek 'yetenek'ler.
Ne dersiniz, zaten profesyonelleşmekte oldukça geri olan ülkemizde bu akım, amatörlüğü haddinden fazla kutsar mı?

www.tips-fb.com TwitterTwitter Takip