Geçtiğimiz günlerde Orhan Gencebay da benzer bir şeyler söyledi ve "Türk halkından utanıyorum" gibi bir çıkışta bulundu. Bu daha keskin ve tepki çekecek türden bir söylemdi. Netekim çekti. Sözlükler ardı ardına Gencebay hakkında yazılarla doldu, illegal müzik indirenler üstüne alındı ama müzik yapımcıları ve yorumcular, acaba hiç özeleştiri yaptılar mı, bilmiyorum.
Öncelikle, Türkiye'de neden illegal müziğin bu kadar revaçta olduğunu biraz irdeleyelim. İlk etken tabii ki ekonomik. (Fakir edebiyatı yapmak değil amacım, ama gerçek bu) Eskiden 90'lık kasetlere çekilirdi arkadaştan alınan orijinal kasetler. Kalan tarafına da daha az sevilen bir sanatçının lokomotif şarkısı kaydedilir, çoğunlukla bant yetmez ve yarıda kalırdı. Sonra korsan kaset ve CD akımı başladı. Köşe başında bunları alenen satanlar, ya da seri üretimini yapanlar gırla gidiyordu. Zabıta ekipleri topladıkları illegal ürünleri, sokağın ortasına dağ gibi yığıp, kamyonla üstünden geçiyordu. Bir işe yarıyor muydu? Hiç sanmam. Derken hayatımıza internet girdi, şarkılar tek tıkla, hiçbir ücret ödemeden bilgisayarımıza inmeye başladı. İşin bu noktasında sanatçılar kesinlikle haklı. Aylarca stüdyoda çalış, kafa patlat, emek ver, para yatır, sonra birileri senin 1 yıllık çalışmanın ürününü 10 dakikada indirsin. Kim olsa kızar. Ama madalyonun bir de öbür tarafı var. Yabancı albümler 19.90 ile 30 lira arasında değişirken, yerli albümlerin 15-20 liraya satılması gerçekten abes. Bir kere bize, bu paraya değecek müzikalitede ürün sunan sanatçı sayısı 5'i geçmez. Hadi bunu yok sayalım, değse bile, internetten indirmek varken, kimse gidip o albümü satın almaz. Kimler alır peki? O sanatçının koyu hayranları, koleksiyonerler, kartonet hastaları (benim gibi), fotoğraflara bakmayı, şarkı sözlerini okumayı seven fiziksel CD fetişistleri ve internetten müzik indirmeyi vicdanen doğru bulmayanlar. Asgari ücretin 600 küsur lira olduğu bir ülkede illegal müziğe rağbet olmasına şaşırmamalı. Bunun yerine albüm fiyatlarında revizyona gidilmeli, en azından jewel case denen, bildiğimiz CD kutularında değil, ön ve arka kapaktan oluşan bir zarf içinde sunularak, ekonomik edisyon adı altında piyasaya çıkarılmalı. Böylece maliyetten kısılacak ve isteyen kitapçıklı albümü alacak, isteyen zarflı albümü... Bundan başka, tıpkı bazı yabancı şarkıcıların yaptığı gibi, sadece internette yayınlanmak üzere şarkılar yapılıp, cüzi miktarlara indirme imkanı sunulmalı. Sanırım bunun ilk örneklerinden birini eski Kargo elemanlarından Koray ve Serkan yaptı. Yani çözüm üretmeden şikayet etmenin bir faydası yok. Ne siteleri kapattırarak, ne de bu sitelerden müzik indiren bir kurban seçip 22 yıl hapis cezası vererek bu iş halledilebilir.
Yine güzel bir konuya değinmişsin delikanlı... Şimdi bende de şöyle bir durum var: Emeğine saygı duyduğum, verdiğim parayı sonuna kadar hak edecek olan kişilerin albümünü ne kadar olursa olsun alıyorum; ama gerisini indiriyorum. Vicdanım da rahat. Dediğin gibi verdiğim paraya değecek albüm yapan çooook az malesef. Serdar ortaç mesela; kusuruma bakmasın ama birbirinin aynısı olan şarkılarından oluşan aptal bir albüme para varmek istemem ben. Gerçi onu da dinlemem ya; neyse... Öyle işte tatlım. İyi demişsin ;)
YanıtlaSil-D-
Teşekkürler cancağzım :) Sana katılıyorum. Orijinal albüm alırken gözetilen en önemli unsur kalite. Bunun da yıllar içinde düştüğü aşikar. O yüzden üreten taraf da kendini sorgulamalı.
YanıtlaSil