7 Nisan 2012 Cumartesi

İlişkiler, kafası karışık dindarlar ve gay askerler


Gözlem yeteneğime güvenirim. İyi gözlemler yapar, kişilerin jest ve mimiklerinden konuşma tarzlarına kadar da kaparım. Dışardayken de sık sık yaparım bu gözlemlerimi. Son zamanlarda en çok dikkatimi çekenler çiftler. Hepsi tek kalıptan çıkmış gibi, bir tane özenilecek tarafları, özgün hal tavırları ya da ilişki kavramına kattıkları bir yenilik yok. Hani insan böyle ilişkileri gördükçe "fuck buddy"lik kavramına daha çok saygı duyuyor. İlişkiler genelde şu minvalde gelişiyor: Hep pohpohlanmak, hoş tutulmak isteyen, her şeyi erkek arkadaşından bekleyen, tripten triplere giren şımarık kız ve ona pervane olmuş, bir dediğini iki etmeyen, üstüne üstlük kaprisini çeken mıymıntı erkek. Bu kızların tek amacı okulda, işyerinde popülerlik elde etmek ve hemcinsleri tarafından gıptayla bakılmak olduğu için aşkları da samimi değil. Erkek arkadaşının Lada Samara'sına binmeye utanıp, tanıdık yerlerden geçtiğinde kimse görmesin diye kafasını eğdiğini söyleyen bir kız arkadaşımla birlikte kesin olarak bu kanaate vardım. Oturdukları mekandan, kullandıkları telefona kadar her şeyi bir gösteriş malzemesi yapmaya bayılan bu kızlar nedense erkeklerin de en çok peşlerinden koştuğu kız türü. Her gün "Bugün ilk öpüsmemızın yıl dönümüydüüü, nasıl unutursun?" ya da "Bugün Gloria Jeans'e ilk gidişimızdı, bir çiçek bile almadın" gibi çocukça tavırlar sergileyen bu kızlar, gerçekten 4 S kuralını doğrular nitelikte. Erkekler de onlardan farklı değil. Etrafında pervane oldukları bu kızları çok şımartıyorlar. Kendilerini hep el altında hissettiriyorlar ve değerlerini yitiriyorlar. Ha, bunda en büyük sebep cinsel partner kaybetme korkusu da olabilir elbette. Aynı tripleri "evlenmeden olmaz"cı bir kız sergilese o ilişki kaç gün sürerdi, bilmiyorum. Günümüzde bence en ideal çift Begüm Kütük ve Erdil Yaşaroğlu. Tripten tribe koşan çiftlerden ziyade hayatı müşterek yaşayan, komik, evlilikten çok dostluk gibi görünen bir ilişki. Yani yukarıda bahsettiğim kızlardan hangisi "Bu aralar çok İskender Paydaş'sın" sözüne gülebilir ki? Lattesini çocuğun yüzüne fırlattığı gibi "Hayvansığan Berkecan" deyip terk eder olay mahalini.

Kafası karışık dindarlar

Geçen gün Şebnem Kısaparmak'ın programına bağlanan bir genç kız, nişanlısının başka kızlarla birlikte olduğunu ve bundan rahatsız olduğunu söylemiş. Kısaparmak da "Nişanlı olduğunuz için sana dokunmak istememiş, başkasında gidermiş ihtiyacını. Erkekler yapar böyle şeyler, takma" gibisinden bir şey söylemiş. Şimdiii... Benim kafam karıştı şahsen. Bu kadın "dindar" kanallardan birinde yayın yapıyor. Bu laflardan sonra kendisini alkış bombardımanına tutan teyzelerin çoğu hacı falan. Ama ortada bir "zinaya methiye" durumu var. Oğlan bir kere zina yapıyor. E, hani günahtı? Yoksa erkeğe değil mi? Diğer konu oğlanın birlikte olduğu kızın namusu. O kızın annesi yayına bağlansa, "Kızım nişanlı biriyle birlikte" dese eminim bir daha insan içine çıkamayacak kadar kötü sözler işitecekti. Beri yandan bakınca duruma, kız amme hizmeti yapıyor. Nişanlı bir kızın namusunu koruyor dolaylı olarak. Diyeceğim o ki bence aniden bir misvak arası verip, gri hücrelerini yenilemeye ihtiyacı var bu kitlenin.

Eşcinsel askerler ve vicdani ret

Bir süredir kışlada zorla seks meselesi konuşuluyor. Kaynağından ötürü kamuoyunda şüpheyle karşılanan bir haber olsa da ciddiye alınması gerek. Çünkü bu durumların orduda vuku bulduğunu TSK mensupları da dahil olmak üzere herkes biliyor. Tabii bunun doğrudan eşcinsellerin askerlik yapmasıyla ilgisi yok. Çünkü ortası delik sabunu bile Marilyn Monroe gibi görebilen "asker bilinçaltı"nın, sekse zorladığı asker arkadaşının gay olmasını kollayacak hali yok. Ama benim bahsetmek istediğim başka bir şey var. Eşcinsellerin askerlik meselesi kesinlikle çözüme kavuşmalı. Öncelikle iki gruba ayrılmalı konunun ana başlığı: İlki; gay olup askerlik yapabileceğine inanan, hatta gönüllü olarak isteyen grup. Çünkü var böyle bir grup, hani iş bulamama kaygısıyla da değil, adam bildiğin gitmek istiyor ve "eşcinseller askerlik yapmamalı" söylemi bu gruba karşı bir haksızlık yaratıyor. Diğer grup ise feminen olsun olmasın, askerlik kavramını vicdanen reddeden, yahut yapmak isteyip cinsel istismar korkusu nedeniyle çekinceleri olduğundan bu görevden muaf kalmayı seçenler. İlk grup için mesele daha kolay olsa da diğerininki o kadar değil. Çünkü günümüz şartlarında eşcinsellikten dolayı askerlik yapmama hakkı, çoğunlukla ilişki esnasında çekilmiş ve şahsın "pasif" (Ordunun gayliğe bakış açısını ortaya koymuyor mu bu durum? Aktifler gay değil, sadece 'vurucu') konumda olduğu görsellerle elde edilebiliyor. Şimdilerde aileler de çağrılıyormuş kurula. Yani kişiyi muafiyet çabalarından soğutmak hatta vazgeçirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Zaten iş bulamamak, elaleme izah edememek gibi sebeplerle zar zor bir karar veren gay birey, iyiden iyiye askerliğe razı gelmek zorunda kalıyor. Bu konuda bir düzenleme yapılmalı ve sadece TSK bazında değil, toplumsal bazda da bir uyanış sağlanmalı. Tabii bu uyanış ilkin, askere gitmeden önce en sıkı antimilitarist olup paşa paşa gidip geldikten sonra "Ay herkes yapıcek tebi, ben gittim yaptım valla" diyenlerden başlamalı, benden sonrası tufancılığa düşmemeli. Diğer yandan, son zamanlarda iş başvurularında askerlik şıkkı için Yaptı/Muaf şıkları da göze çarpar oldu. Bu iyi bir gelişme çünkü eskiden işverenler sadece askerlik yapanları işe almak istiyordu. Şimdi ise sadece "askerlikle İLİŞİĞİ olmaması tercih sebebidir" yazılarak daha geniş bir anlam kazandırılıyor meseleye. Tabii mülakatlar sırasında neden muaf oldukları eşelenip deşilmiyorsa...

www.tips-fb.com TwitterTwitter Takip

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder