24 Şubat 2011 Perşembe

Aklı selim sahibi insan aranıyor

Soner Yalçın'ın göz altına alınmasından beri kimin, nasıl gazeteci olduğu daha bir anlaşılır hale geldi. Demokrasi sevdalıları, Kürtler için göz yaşı dökenler, muhafazakar liberaller (ne demekse), laikler, kafatasçılar... her kim varsa. Türkiye'de her meselede olduğu gibi, gazetecilikte de itidalli ve aklı selim yaklaşım eksikliği var. Ya o uçtayız ya bu uçta. Daha da fenası, bu iki ucun temsilcileri, kitlelerini de kutuplaştırıyorlar.
2002'den beri süregelen iktidar, ya tamamen kendisine yaranmaya çalışan, ya da üzerinden korku söylemleri yaratan, iki uçlu bir basın yarattı. Yıllar önce bambaşka bir düşünceyi savunanlara eski yazıları okutulduğunda "İnsanlar değişebilirler" diyerek kendilerini savundular. Herkes değişti ama düşene vurma alışkanlığı hiç değişmedi.
Soner Yalçın'la aynı fikirde olmayabilirsiniz, kişisel meseleleriniz olabilir, Odatv'nin yayın anlayışı size hiç uymayabilir. Ama liberal olduğunuzu iddia ediyorsanız, insanlar sizden, muhalif seslerin susturulmasına karşı da kanınızın son damlasına kadar savaşmanızı bekleyecektir. Sadece faili meçhul cinayetlerden bahsederek, yıllardır zulme uğrayan Kürtler'den, Türkler'e karşı duyduğunuz 'sevgisizliği ve empati eksikliğini' vurgulayarak elde ettiğiniz 'Azınlıkların prensi, ezilmişlerin sesi cesur insan' payesi ve başınızın üzerindeki hale, samimiyetinizi kanıtlamaz.
Yıldırım Türker'i kişisel olarak beğenmem. Liberallerin Yılmaz Özdil'i gibi gelir bana hep. Popülist bir söylem, yakın tarihi bolca kişisel yorumlarla irdeleme ve yansıtma çabası ve Kürtlerin kendi milletine yaptığı zulmü görmezden gelip bütün cürümü T.C.'ye yükleme çabası, devamlı arkasında durduğu hümanist insan kimliğini gerçekçi kılmaz gözümde. Benim için gazeteci muhalif olabilmeli, karşı tarafın gözünden bakabilmeli, duygu sömürüsünden ve popülizmden de uzak durmalıdır.
Soner Yalçın'a gelirsek, zamanında yayınladığı çarşaf çarşaf Sabetayist ünlüler ve siyasetçiler listeleri, komplo teorileri ve gerçekliğini kanıtlayamayacağı meseleler hakkında çok kesin yargılara varmasını bir kenara bırakırsak, akan suya kapılmayıp, muhalif bir söylemle ayakta kalma çabası vermesi takdire şayan. Özellikle 2002'den beri saf değiştirenler göz önüne alındığında... Tutuklanmasına karşı çıkmak da bütün meslektaşlarının boynunun borcudur. Bir gün o ibre kendilerine de dönebilir, sırtlarını dayadıkları duvar yıkılabilir. Belki faydacı bir yaklaşım ama, en azından kendileri bir gün mağdur olduklarında, sırtlarını sıvazlayacak bir el, lehlerinde açıklamalar yapacak birkaç dost bulabilmeleri için en azından bu erdemliliği gösterebilmeleri gerekir.
Diyeceğim o ki aklı selim sahibi insana ihtiyacı var bu ülkenin. Bütün kişisel hırslarından arınmış, tarafsız düşünebilen, kendisini karşı tarafın yerine koyabilecek yetenekte sanatçılara, siyasetçilere, bilim adamlarına, gazetecilere ihtiyacı var. Çünkü bu ülke kerbelaya döndüğünde, endişeler gerçek olduğunda onlar yurtdışında kaldıkları müştemilatlarda yeni isimleriyle saklanırken, keşmekeşin içinde kalacak olan yine halk olacak.
www.tips-fb.com TwitterTwitter Takip

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder