Neredeyse 4 yıldır efsane halinde dilden dile dolaşan kısa dönem askerliğin kalkması ve sürenin herkes için eşit olması söylentisi çok yakında gerçek olacak gibi. Halen, bu tür söylentilerin, tecillileri kışlaya kuzu kuzu getirtmek amacıyla ortaya çıkarıldığını düşünen iyimserler olsa da bu sefer iş ciddi görünüyor. Fakülte mezunlarının 12 ay yedek subay yahut 6 ay er olarak kısa dönem askerlik yapma haklarının ellerinden alınıp, üniversite mezunu olmayanlarla aynı sürede, er olarak vatani görevlerini yerine getirmesi şeklinde gerçekleştirilecek olan tek tip askerlik uygulaması, şimdiden gençleri ikiye böldü bile. Ömrünün en az 4 yılını (hazırlık okumadan veya hiç kalmadan) fakülte sıralarında geçiren ve hayata 25 yaşından önce atılamayan okumuşların feryadı az da olsa duyulmaya başlarken, askerliklerinin 3 veya 6 ay kısalacağı haberleriyle umutlanan uzun dönemler ise durumdan memnun. Zaten basın da olayı kısa dönemlerin değil, uzun dönemlerin tarafından verip duruyor; askerlik uzayacak değil, kısalacak deniyor.
Sosyal paylaşım ağlarında, internet gazetelerinin haber yorumlarında örgütlenen fakülte mezunu gençlerin haklı olarak tedirginlikleri var. Kimi iş bulabilmiş, dönünce koltuğunun yerinde yeller eseceğini biliyor ve korkuyor, kimi hala iş bulamamış ve öğrenim kredisini nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor. Diğer yandan liseyi bitirir bitirmez askere giden kesim daha şanslı gibi görünüyor. Zira hem yaşları genç, hem de asker dönüşü, branş gözetmeksizin her türlü alanda kariyer yapabilecek imkanları hali hazırda var. Bu durumda gerçekten üniversite mezunları mağdur durumda. Bu kararın sebebi hakkında bir çok söylenti var. Başta iktidarın oy kaygısı, TSK'nın baskınlığını yeniden hissettirme ve güç kazanma amacı, profesyonel askerlik öncesi radikal bir düzenleme yapılması gibi gibi... Ama akla en makul gelmeyeni; eğitimli insanın iş gücünden daha fazla yararlanabilme söylemi. Bunlar işin teknik yanları. Benim takıldığım nokta ise farklı. Ülke her konuda olduğu gibi bunda da ikiye bölündü. "Amma heterojen milletiz" dedim içimden bugün yine. Alt kültürün gururunu okşamak hep işe yaramıştır zaten, ama bu durum farklı sosyo-ekonomik kitleler arasındaki gizli nefreti de ayyuka çıkardı. Forumlarda, gruplarda tek tip askerliğe karşı çıkanların devamlı tekrarladığı bir şey var: Uzun dönemlerin süresi kısalsın ama bizimki aynı, yani 6 ay kalsın. Beri yandan uzun dönem yapmış yahut yapacak olanların sürekli tekrarladıkları şey ise aynen şu: Sizi gidi korkak vatan hainleri. Bana mı okudun, okumasaydın! Sen de eşek gibi 12 ay yapacan! Bunda nefret sezmeyen insanı Pollyanna'nın kralı ilan ederim ben. Adam kendi terhisinin erken olacağına sevinmiyor, yine 'karşı' tarafın süresine takıyor. Neden? O, okumamış. İçten içe eksik hissediyor, tepki duyuyor. Belki bütün okuyanların zengin olduğunu sanıyor ama bilmiyor ki gerçekten hevesli olan, bursla, krediyle, günde 2 öğün yiyerek de okuyabiliyor! Herkesin, kendinden farklı olana duyduğu nefret, kin de böylece açığa çıkıyor.
Velhasıl kelam yine ikiye bölündük ve yine aylar sürecek bir terane bizi bekliyor. Umarım iki tarafı da memnun edecek bir sonuç çıkar da herkes derin bir oh çeker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder