Ben de gelecek nesile bir mektup yazayım dedim. Gerçi dünya şimdi de pek iç açıcı değil ama, daha 'sağlam' liderlerimiz olsun istiyorsak, az sonra sayacağım maddeleri harfiyen uygulayın, ey ebeveynler. (Elindeki boş Bond çantasıyla konferans konferans gezen kişisel gelişimci simsar mode on)
-Her zaman ve her durumda haklı çıkmaya çalış. Haksız olsan dahi, haksızlığını öyle bir süsle ki, karşındaki kendini savunamasın.
-Bir sorumluluğu ilk sen alma, önce başkaları alsın. Duruma göre, karlı çıkacağını hissedersen, herkesten daha çok canla başla sorumluluğu al.
-Yaratıcı bir fikre rastlarsan "Neden ilk benim aklıma gelmedi ki" diye hayıflanma. O fikri al, alla pulla, bir kaç yenilik kat ve özgünmüş gibi sun. Hem fikrin esas sahibinin esamesi okunmaz, hem sen en önde olursun.
-Empati denen şey koca bir yalandır. Unutma ki; kendini yerine koyduğun ve bütün iyi niyetinle yaklaşmaya çalıştığın kişi, asla ve kat'a sana bu şekilde yaklaşmayacaktır.
-Güçlü kimse onun yanında ol ama devran bir gün döner diye, güçlenmesi muhtemel olanları da elden bırakma. Nabza göre şerbet ver.
-Senin için olumlu olan bir şeyin, başka birinin çıkarlarıyla çatışmasına aldırma. Senden sonrası tufan!
-Sinsi ol. Beğenini de, eleştirini de kendine sakla. İkisinden de kısa sürede pişman olabilirsin.
-Affetme ama affetmiş gibi yap. Ani bir kızgınlıkla söyleyeceğin devrik cümlelerini, 'o gün' takılmadan söylemek üzere sakla.
-Başkalarını suçlamaktan çekinme. İtham edici ya da suç unsuru oluşturacak bir durum olmadığı sürece küçük kabahatlerinin müsebbibi olarak daima başkasını göster.
-Yere çöp atanları uyarma. Ama sen de atma. Doğa falan için değil, ceza kesilebilir diye.
-Karma denen şey bir fiyaskodan ibarettir. Hayat sekülerdir ve termodinamiğin ikinci yasasına göre kötüler kazanır. Aksi iddia edilemez.
Nasıl ama? Bu maddelerle Microsoft'a CEO olmayacak çocuğu bana getirin. Dondurma ısmarlayacağım.
Yersen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder